Üsküdar'a gider iken...

Tatilden geldiğimden beri boğaza hasret biri olarak kardeşim ve kuzenlerle Üsküdar Fethi Paşa korusundaki Dilruba Restaurant & Cafe'ye gidelim dedik. Dersler başlamadan önce son gezmelerimizi yapıyoruz :)
Elde de 2 fotoğraf makinesi olunca bol bol fotoğraf çıktı ortaya. O kadar ki; normalde 5-10 dk.da çıkılabilecek koru yolunu yaklaşık 1,5 saatte çıktık :)
Hava geceden yağmurlu olmasına rağmen gündüz aksine ne soğuk ne sıcak, tam gezilesiydi. Akşam eve geldikten sonra ise yağmur başladı. Çok şanslıyız gerçekten! :)

Evden Eminönü'ne vardıktan sonra Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçiş yolumuz; vapur...
Vapura her bindiğimizde ne hikmetse ilk kez biniyormuşcasına makinelerimize sarılıyoruz :)

Ama şimdi bu manzara çekilmez mi? :)

Manzaranın önüne kendimi katmasam olmazdı :)

Vapurda normalde kenarlarda oturacak yer bulunamamasına rağmen dün neredeyse kimsecikler yoktu. Rahat rahat bir sürü foto çekildik, ama çoğunda rüzgarın azizliğine uğradığımız için pek hoş fotoğraflar elde ettiğimizi söyleyemeyeceğim.

Vee artık yavaş yavaş Fethi Paşa korusuna çıkmaya başlıyoruz :)

Fotoğrafların habersiz çekildiğinden emin olabilirsiniz :p

Biraz da biricik kardeşceğizimden bir kaç kare paylaşacağım. Kendisi yeni tesettür dünyasına girdi ve bunlar da ilk tesettürlü fotoğrafları. Allah c.c. hakkıyla yaşayabilenlerden eylesin inşallah.

        Dantel hastası 2 kız kardeşin seçimi tunik, kardeşimin ilk tesettür kıyafeti :)

Eşarbın da benim hediyem olduğunu söylemeden geçemeyeceğim :p

Gerçi bizde pek "senin eşarbın", "benim çantam", "onun tuniği" kavramı yok. Rahatlıkla birbirmizin dolabına dalabiliyoruz :)

Bu arada şalımı Ümraniye'deki Serra Kumaştan sadece 15 tl'ye alıp diktirdim. O kadar rahat ve kullanışlı ki, iyi ki almışım diyorum :) Ucuna da isteğe göre dantel diktirebiliyorsunuz. Ben dantelini aldım ama dikmek henüz nasip olmadı :)

Bu da kardeşimin şirin mi şirin çantası. Aslında "çantamız" desem daha doğru olacak,çünkü bu çanta başka bir gün benim elimde de olabilir :)

Bu da benim bir çok resimde siyaha yakın bir renkte çıkmış çantam. Aslında burda göründüğü gibi de değil. Biraz daha açık ve şalımın rengine yakın bir renkte... Gerçi kardeşiminkinin yanında pek bir sönük kaldı ama...:)

Onlarca fotoğraf çekiminin ardından sonuna Dilruba Cafe'ye ulaştık ve artık o kadar bıkmışız ki fotoğraf çekmekten-çekilmekten, oradaki hiç net olmayan, öylesine çekilmiş tek poz fotoğraf bu:)

En son 1 hafta önce gelmiş olsam da Fethi Paşa Korusu pek sık uğranılacak bir mekan değil bana göre, çünkü etrafta o kadar çok sevgilileriyle uygunsuz pozisyonlarda takılan insanlar var ki... Bir çoğunun tesettürlü olması ise daha bir içler acısı... 

Rabbim hidayet versin hepsine...

Artık yavaş yavaş ilk resimli post'umu sonlandırayım :) 

Kapanış pozum da sonbahar arefesinde,gözümü alan güneş ve yazın son çiçekleriyle olsun...

Pek bi pembe oldu ama, havalar soğumadan önceki son cıvıl cıvıl giyimlerimiz artık..:)

Bu post'la blog dünyasına kesin bi' giriş yapmış oldum sanırım.

Haydi hayırlısı...:)